Esenyurt’taki tekel bayi saldırısı davası başladı: Öldürme kastımız yoktu

Saldırıyı gerçekleştiren sanıklardan biri olan Tarık Özer, mahkemede olay yerine öldürme niyetiyle gitmediğini belirtti. Özer, “Sırtım dönükken silah sesi duydum. Oğlum ‘baba baba’ diye bağırdığında, kardeşimin vurulduğunu yerdeki kanlardan anladım. Oğlumun çığlıklarını duyunca, oğlumun da vurulduğunu düşündüm ve o anki durumda hedef alarak ayağından vurmak istedim” dedi.

Diğer sanık Murat Özer, “İddianamede kan gütme hakkında konuşulmuş. Biz kan gütmedik. Onların düğünlerine ve cenazelerine katıldık. Bizim olayda öldürme niyetimiz yoktu. Aslında biz mağdur olmalıyız, ama şimdi buradayız. Keşke olay günü ayağım kırılsaydı ve oraya gitmeseydim. Keşke Cantürk o küfürleri paylaşmasaydı” dedi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldılar. Duruşmaya, tutuksuz sanık Adem Kılıç, Ercan Topçu, Hüsamettin Ahmetoğlu, şikayetçi Cantürk Erzen ve avukatları da katıldı.

Tarık Özer, “Cantürk Erzen’i 2015 yılından beri tanıyorum. Kendisiyle ticari ilişkim ve arkadaşlığımız vardı. Olaydan 3-4 ay önce 70 bin ton demir aldılar. Karşılığında çek verdiler. Çeklerden birini ödediler, diğerini ödemediler. 625 bin liralık çek için ödeme emri gönderdim. Olay günü şirketimden marinaya gittim. Orada kardeşim Murat ve arkadaşlarım geldi. Akşam saatlerinde Cantürk Erzen, sosyal medya hesabından benim gönderdiğim ödeme emrini paylaştı ve küfürlü sözler söyledi. Ben de kardeşim Murat’a bu paylaşımı gösterdim. Sonra kardeşimle birlikte giderken, çevremizden arkadaşlarımız Cantürk Erzen’in paylaşımlarını söylediler. Ben de onu takmadığımı söyledim. Oturduğumuz sitenin önüne geldiğimizde, gelen telefonlar artınca biz de Cantürk Erzen’i bu paylaşımları kaldırması için kardeşim Murat’ı aradı. Cantürk telefonu açmadı, dönüş yapmadı.

Tekel bayiinde olduğunu düşünerek gidip konuşmak istedik. Tekel bayiine girince 3 kişi vardı. Yunus ve Yusuf Erzen’i tanıyordum. Batuhan Bayındır’ı tanımıyordum. Servet bizimle gelmedi. Kim haber verdi onu da bilmiyorum. Paylaşımları görüp gelmiş olabilir. Biz Yunus Emre’ye babasını sorduk, o da ‘ne yapacaksın babamı’ diye karşılık verdi. Kardeşim Murat da ‘baban bize hakaret etmiş, çağır gelsin konuşalım’ dedi. Sonra kardeşimle Yunus Emre Erzen sürtüşmeye başladı. Ben de Batuhan Bayındır’la Yusuf Erzen’i kavganın büyümemesi için kollarımı açarak engelledim. Ben sırtım dönükken silah sesi duydum. Oğlum ‘baba baba’ diye bağırdığında, kardeşimin vurulduğunu yerdeki kanlardan anladım. Oğlumun çığlıklarını duyunca, oğlumun da vurulduğunu düşünerek o anki durumda hedef alarak ayağından vurmak istedim. Yunus Emre’nin silahını bırakması için ayaklarından vurmak için ateş ettim.

Tarık Özer savunmasının devamında “Yusuf Erzen eli belinde üzerime doğru gelince 2-3 el bacağına doğru ateş ettim. Tekrar döndüğümde elindeki silahı bırakmayınca ben tekrar ayağına bir el ateş ettim. Sonra kardeşim beni tutup dışarı çıkartırken arkamızdan ateş etmesinler diye rast gele dolaplara ateş ettim. Benim orada öldürme kastım yoktur, ben kardeşimi ve oğlumu korumak için ateş ettim. Kardeşimi tedavi için hastaneye bıraktık. Sonra eve gidip üstümü değiştirmek için arkadaşım Adem evime yakın bir yere bıraktı. Büyükçekmece’deki eve geçtim, oraya oğlum Azat geldi. Oğlumla orada teslim olmak için konuştuk. Rast gele bir binanın önünde birinden telefonu istedim polisi aradım kendimi ihbar ettim. Polisler geldi bizi götürdü sonrada tutuklandık. Ben silahımı olay günü arabada bırakmıştım. Ben oraya gidip öldürme yaralama kastım yoktu. Olay bir anda kendiliğinden gelişti. Oğlumun ve kardeşimin öldürüldüğünü düşünerek o anki korku ve panikle hareket ettim.

Yunus Emre ile iyi arkadaştık. O gün tekel bayiine girdiğimde bana ters ve saldırgan davrandı. Gözü sürekli silahındaydı. Barda alkol içtiğini gördüm. Bana ateş edeceğinden korktum. Babasını aramasını istedim ama elini itekleyip alaycı bir şekilde cevap verdi. Silahını çekip bize doğrultacaktı. Benim de ruhsatlı silahım vardı ama Yunus Emre’ye zarar vermek istemiyordum. Onu durdurmak için elime geçen şişeyi kafasına fırlattım. Yunus Emre durmadı, silahını kaptı. Yunus Emre yerde birkaç el ateş etti. Abimin de silah kullandığını görmedim. Silahının olduğunu da bilmiyordum. Azat bana yardıma geldi, Azat bana zarar vermek istemedi. Abim benim ve oğlumun vurulduğunu sanıp panikle ateş etti. Ben engel olmaya çalıştım ve dışarı çıktık. Hastaneye gittim. İddianamede kan gütmeden bahsedilmiş. Biz kan gütmedik. Onlarla dosttuk. Bizim öldürme niyetimiz yoktu. Biz mağdur olmalıyken burada yargılanıyoruz. Keşke o gün ayağım kırılsaydı da oraya gitmeseydim. Keşke Cantürk bize küfür etmeseydi” dedi. Duruşma diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz 2023’te saat 23.30 civarında meydana gelen olayda, bir tekel bayiine giren Murat Özer, Tarık Özer, Azat Özer ve Servet Özer’in, dükkanda bulunan 3 gence silahla ateş ettikleri, bu sırada Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatlarını kaybettikleri, Yusuf Erzen’in ise yaralandığı belirtildi. Olayın nedeni olarak, şüphelilerden Murat Özer ve Tarık Özer’in, Cantürk Erzen’e demir ticareti nedeniyle borçlu olduğu, Cantürk Erzen’in de borcunu ödemeyip şüphelilere hakaret ettiği, bunun üzerine şüphelilerin Cantürk Erzen ile görüşmek için tekel bayiine gittikleri anlatıldı. Tekel bayiinde Cantürk Erzen yerine oğlu Yunus Emre Erzen, yeğeni Yusuf Erzen ve arkadaşı Batuhan Bayındır’ın olduğu, şüphelilerin Cantürk Erzen’i aramaları üzerine Yunus Emre Erzen’in babasını çağırmayı reddettiği, bunun üzerine tartışma ve silahlı çatışmanın çıktığı ifade edildi. Olay sonrası Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hastanede öldükleri, Adli Tıp Kurumu raporuna göre Yunus Emre Erzen’in vücudunda 9, Batuhan Bayındır’ın vücudunda ise 2 mermi girişi bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, Batuhan Bayındır’ın ailesinin maddi ve manevi tazminat aldıkları için şikayetlerinden vazgeçtikleri, ancak Yunus Emre Erzen’in ailesinin şikayetinin devam ettiği bildirildi. İddianamede, şüphelilerden Tarık Özer’in eşi Yadigar Özer’in de tanık olarak ifade verdiği, eşinin demir tüccarı olduğunu, Cantürk Erzen’in borcunu ödememesi üzerine icra takibi başlattığını, Cantürk Erzen’in de Whatsapp’tan hakaret ve tehdit içeren paylaşımlar yaptığını söylediği aktarıldı.

Şüpheli Murat Özer ise savunmasında, Cantürk Erzen’in borcunu ödememesi ve hakaret etmesi nedeniyle kendilerinin de sulh olmak için tekel bayiine gittiklerini, Yunus Emre Erzen’in agresif davranması üzerine arbede çıktığını, Yunus Emre Erzen’in silahını alıp ateş ettiğini, kendilerinin de kendilerini ve ailelerini korumak için karşılık verdiklerini söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir